İşsizlik her zaman en başta gelen sorunumuzdu. Son ekonomik krizin etkisiyle de iyice arttı. En çok gençlerin etkilendiği bu sorun, artık toplumsal bir yara halini aldı…
15-25 yaş arası her üç gençten biri ne okulda ne de işyerinde…
Kadınlarda durum daha da kötü: İki kadından biri ya okutulmuyor ya çalıştırılmıyor. Ama neredeyse her gün bir kadın öldürülüyor!..
Korona salgını nedeniyle kapanan on binlerce işyeri var. Buralarda çoğunluğu güvencesiz çalışan milyonlarca kişi işsiz kalacak. Kayıtlı beş milyon işsiz yanında iş bulmaktan ümidini kaybetmiş bir o kadar insana milyonlarca işsiz eklendiğinde sayının 15 milyonu bulacağını söylüyor uzmanlar. Bunun yaratacağı bireysel ve toplumsal sorunları düşünmek bile istemiyoruz. Dileyelim bu kriz bir an önce son bulur.
Bir yandan en büyük zenginliğimizin genç nüfus olduğunu söyleyip diğer yandan onları böyle ziyan etmek ne anlama geliyor?
Okullar ise; eğitemiyor, öğretemiyor, yetiştiremiyor, beceri kazandıramıyor. Sadece bir üst öğretime geçmek için sınavlarda eleyici, ezberci bilgi hafızlatıyorlar!.. İyi ezberleyen, ezberleyemeyeni geçiyor. Öte yandan salgın ortamında öne çekilen sınavlara tepkili gençler. Sonra gidilen üst okullar da hayata hazırlamaktan uzak bir mantıkla kurgulandığı ve gençleri yeterli bilgi ve beceri ile donatamadığı için diplomalı işsiz yetiştiriyorlar.
Bu yüzden eğitim çağındaki gençler okulu bırakıyorlar. Çoğu işsiz kalıyor. Belli bir beceri eğitimi alamayan çocuklar da, çoğunlukla geçici, güvencesiz işlerde, düşük ücretlerle “boğaz tokluğu” bile olmadan çalıştırılıyorlar…
Eğitimi, nitelikli, üretime dönük, bilimsel temellere oturtmadan, gelir dağılımındaki bozukluğu düzeltmeden, bir ücret-fiyat dengesi oluşturmadan, kadınların istihdamı için pozitif ayrımcılık yaklaşımıyla önlemler almadan, “genç” ve “eğitimli” önceliğine dayalı iş alımını teşvik eden önlemler almadan bu sorunu çözemeyiz…
Eğitim ve çalışma alanının dışında kalan çocuklar ve gençler, uyuşturucu ve suç alanlarının tehdidi altında!.. Onların hayatlarının baharında ziyan olmasına izin vermeyelim…
Gençlik Bayramını kutlayamadık. Ramazan Bayramı da salgının gölgesinde geçecek. Özellikle gençler ve kadınlar başta olmak üzere, işsizlik sorununa kalıcı çözümler geliştirilmeli ve bir an evvel çalışma çağındaki herkes için işsizlik ödeneği yasallaşmalıdır.